T24 Dış Haberler
Çin, yeni Devlet Başkanı’nın yemininden sonra Tayvan’ı “ayrılıkçı hamleleri nedeniyle cezalandırmak” için adanın etrafında başlattığı tatbikatlara 2. gününde de devam etti.
Perşembe günü aniden duyurulan tatbikatlara Çin’in hava kuvvetlerinden, roket kuvvetlerinden, donanmadan, ordudan ve sahil güvenlikten üniteler katılıyor. Paylaşılan haritalarda Tayvan’ın ana adasının etrafındaki 5 noktanın, ve Tayvan’ın Çin’e daha yakın adalarının açıklarının hedef alındığı görüldü.
Çin Savunma Bakanlığı, bugün yapılan tatbikatlarla ordunun “yönetime el koyma” ve önemli noktaları işgal etme kapasitesinin test edildiğini ifade etti. Pekin, “eninde sonunda” Tayvan’ı ilhak etmeyi planladığına işaret etmişti. Tayvan yönetimi ve halkın çoğunluğu Çin yönetimini reddetse de Pekin, adayı almak için güç kullanılmasının ihtimal dışı olmadığına işaret ediyor. Batılı istihbarat kurumlarına göre Çin lideri Şi Jinping, Halkın Kurtuluşu Ordusu’na “2027’ye kadar işgale hazır olma” emri verdi.
Perşembe günü Halkın Kurtuluş Ordusu, jetlerin “sahte hedefler” vurduğunu söylemişti. The Guardian, tatbikatların şu ana kadar 2022 ve 2023 yılındakilerden daha küçük kaldığını ifade etti.
Tayvan, Çin’in çevrelerin 19 savaş gemisi, 16 deniz polisi aracı ve 49 savaş uçağı gönderdiğini belirtti. Açıklamaya göre 35 uçak, Çin ve Tayvan arasındaki de facto sınır sayılan orta çizgiyi geçti.
Tayvan’ın yeni lideri Lai’nin yemin töreninin ardından geldi
Tayvan’ın çevresinde abluka oluşturan tatbikat, Ada’daki hükümetin yeni seçilen lideri Lai Ching-te’nin 20 Mayıs’taki yemin töreninin ardından geldi.
Tayvan’da 13 Ocak’ta yapılan başkanlık seçimini kazanan iktidardaki Demokrat İlerici Partinin (DPP) adayı Lai Ching-te, bu hafta başında yemin ederek görevine başlamıştı.
Lai, başkan olarak yaptığı ilk konuşmada, Tayvan Boğazı’nın iki yakasındaki statükoyu koruma sözü verirken Çin’e, Tayvan’ı askeri olarak tehdit etmeye son verme çağrısında bulunmuştu.
Tayvan hükümetinin egemenliğe, demokrasiye, özgürlüğe ve statükonun korunmasına bağlı kalacağını dile getiren Lai, “Anayasaya göre Çin Cumhuriyeti’nin (Tayvan) egemenliği bütün olarak halka aittir. Çin Cumhuriyeti ve Çin Halk Cumhuriyeti birbirinin boyunduruğunda değildir.” diye konuşmuştu.
Çin, Lai’nin konuşmasına tepki vermişti
Pekin yönetimi, Lai’yi, bağımsızlık arayışında olacağına dair “tehlikeli işaretler” verdiği gerekçesiyle eleştirmişti.
Çin’in Tayvan İlişkileri Ofisi Sözcüsü Çın Binhua, yaptığı açıklamada, Lai’nin konuşmasının, onun “Tayvan’ın bağımsızlığı için çalışan biri” olduğunu gözler önüne serdiğini savunarak, “Lai’nin konuşması, Tayvan’ın bağımsızlığı duruşuna inatla bağlı kalıyor, ayrılıkçılık yanılgısını teşvik ediyor ve bağımsızlık için dış güçlere bel bağlayarak Tayvan Boğazı’nın iki yakası arasında cepheleşmeyi kışkırtıyor.” ifadelerini kullanmıştı.
Tayvan İlişkileri Ofisi, yayımladığı daha sert tondaki yazılı açıklamada ise Lai’nin konuşmasının, “çatışma ve provokasyon, aldatma ve yalanlarla dolu olduğu” ve “Tayvan’ın bağımsızlık duruşunu daha da radikal ve riskli hale getirdiği” savunulmuştu.
Çin, Lai’yi “bağımsızlık yanlısı” ve “ayrılıkçı” görüyor
Lai, Çin tarafından “bağımsızlık yanlısı” ve “ayrılıkçı” görülüyor. Çinli yetkililer, seçim öncesinde Lai’yi birçok kez “iflah olmaz”, “sorun çıkaran” gibi ifadelerle anmıştı.
Pekin yönetimi, seçim arifesinde Lai’nin Tayvan’ı bağımsızlık doğrultusunda “tehlikeli bir yola” sokacağı uyarısı yapmış, seçilmesi halinde çatışma ve savaş riskinin doğabileceği imasında bulunmuştu.
Çin’in tepkisi, DPP’nin genel siyasi çizgisine karşıtlığından kaynaklanıyor. Parti, Ada’nın egemenliğinden taviz verilmemesini, fiili bağımsızlığının korunmasını savunan siyasi çizgiyi temsil ediyor.
Tayvan’da çok partili döneme geçilmesinden sonra kurulan DPP, Çin’deki iç savaşta komünistlerle mücadelede eden kurucu parti Koumintag’ın “Çin’in meşru temsilcisi olma iddiasından” çok “Tayvan’ın bağımsızlığı” fikrine yakın duruyor.
Çin-Tayvan anlaşmazlığı
Çin’de İkinci Dünya Savaşı’nın ardından Çan Kay-şek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Koumintag) güçleri ile Mao Zıdong önderliğindeki Çin Komünist Partisi (ÇKP) güçleri arasında yaşanan iç savaşta galip gelen komünistler, 1 Ekim 1949’da Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ilan etmişti.
İç savaşı kaybeden Koumintag üyeleri ise Tayvan’a yerleşip 1912’de kurulan “Çin Cumhuriyeti” iktidarının Ada’da devam ettiğini ileri sürerek, burada geçici hükümet kurmuştu.
Çin Halk Cumhuriyeti’nin kendi topraklarının parçası olduğunu savunduğu Tayvan, 1949’dan bu yana fiili bağımsızlığa sahip bulunuyor. Çin ana karası ile Tayvan arasındaki ayrılık hala sürüyor.
Son yıllarda Tayvan üzerindeki askeri baskıyı artıran Pekin yönetimi, Ada’nın ana kara ile yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanımını dışlamayacağını vurguluyor.