İsrail hükümetinde başgösterecek bir çatlağa umut bağlayanları sevindiren bir gelişme gibi görünüyor ama Başbakan Binyamin Netanyahu’nun 7 Ekim’deki Hamas saldırlarından sonra kurduğu Savaş Kabinesi’ni feshetmesi aslında daha ciddi sorunlara yol açacak bir gelişme. Netanyahu’nun bu kararı kabinenin iki önemli üyesi Benny Gantz ile Gadi Eisenkot’un istifalarının ardından geldi. Kilit önemde figürler olan bu iki bakan, Gazze’deki savaşın gidişatı konusunda Netanyahu ile anlaşmazlık yaşıyordu uzun süredir.
Kabinenin feshi sanıldığı gibi ne savaşı durduracak ne de daha ılımlı bir hükümetin gelmesine yolaçacak. Aksine bu gelişme aşırı sağcı siyasetçilerin kurulacak yeni kabinede daha da güçlü olmalarının yolunu açacak. Netanyahu’nun koalisyon hükümetinde yer alan aşırı sağcı figürler bu kabinede de yer almayı istiyor, ancak hem ABD hem de batılı ülkelerle ilişkilerin kötüleşeceği korkusuyla bu istekleri kabul edilmiyordu. Şimdi Netanyahu ABD ya da batının tepkisini göğüsleyerek eğer yeniden oluşturursa kabineye aşırı sağcıları doldurabilir.
Gantz ile Eisenkot’un önemi şurada; ikisi de eski askeri şefti. Beş üyeli Savaş Kabine’sinin gerçekten de en ılımlı üyesiydiler. Kabine’nin kurulması da aslında, Ulusal Birlik Partisi’nin başkanı olan Gantz’in koalisyon hükümetine katılmak için öne sürdüğü bir talepti. Gantz’ın kabineden ayrılma kararı, İsrail ile Hamas arasındaki savaşın sekizinci ayına girdiği, durumun kırılganlığını koruduğu bir dönemde geldi. Gantz şu sözlerle verdi istifasını: “Netanyahu gerçek zafere doğru ilerlememizi engelliyor. İşte bu nedenle bugün olağanüstü hal hükümetinden yüreğimiz buruk ama kendimize güvenimiz tam bir şekilde ayrılıyoruz”.
The Times of Israel’in haberine göre, bir Başbakanlık yetkilisi, acil durum birlik hükümeti artık olmadığından, bu düzenlemenin bir parçası olarak ortaya çıkan savaş kabinesinin artık geçerli olmadığını belirtti. Bu gelişmenin ardından Netanyahu ile Savunma Bakanı Yoav Gallant, savaşla ilgili kilit kararları almak üzere diğer ilgili yetkililerle küçük çaplı istişarelerde bulunacak, daha geniş güvenlik kabinesinden nihai onayı almaya çalışacak. Bu yeni bir Savaş Kabinesi’nin kurulmayacağı anlamaına gelmiyor tabii.
Gantz’ın istifadan amacının ne olduğunu şu açıklaması yeterince ortaya koyuyor: “Nihayetinde halkın güvenini kazanacak, zorluklarla yüzleşebilecek bir hükümet kuracak seçimler yapılmalı”. Yani bir erken çağrısı yaptı Gantz. Yeniden başlayan protestolarla birlikte düşünüldüğünde çağrının toplumun büyük kesiminde bir karşılığı olduğu görülebiliyor. Muhtemelen bir seçim göreceğiz İsrail’de. Çünkü hem savaşın yönetilme biçimi, hem de halkın gittikçe öfkelenmesine yol açan rehineler sorunu Netanyahu hükümetine fazla alan bırakmayacak gibi görünüyor. Gantz’ın “Netanyahu’ya çağrıda bulunuyorum: üzerinde mutabık kalınan bir seçim tarihi belirleyin” sözlerinin yankısı büyük oldu. Bu eski askeri şefin savaşa ilişkin Başbakan’la düştüğü görüş ayrılığı hayli derin.
Gantz’ın bu tutumunun son derece anlaşılabilir yanları var. Herşeyden önce Netanyahu’nun, İsrail’in kara harekatının 7 Ekim’den bu yana Gazze sağlık yetkililerine göre 37 binden fazla insanın ölümüne yol açtığı Gazze Şeridi için savaş sonrası bir plan sunmamasına tepkili.
Bakalım Netanyahu bu iki istifa sonrası Savaş Kabinesi’ni feshettikten sonra yeniden benzeri bir kabine oluşturacak mı? Bu kabinede aşırı sağcılar da yer alacak mı?
Ya da Netanyahu bu iki önemli figürün istifasının kendisi için bir “uyarı alarmı” olduğunu anlayabilecek mi?
Göreceğiz.