Plastik sanayicileri Ege’de kümeleniyor
Özlem SARSIN
Ege Plastik Sanayicileri Derneği (EGEPLASDER), Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ArGe Teşvikleri Genel Müdürlüğü’nün açtığı Kümelenme Çağrısı’na başvurarak, plastik mamul üreticilerinin İzmir’de kümelenmesini sağlayacak proje hazırladı.
EGEPLASDER Yönetim Kurulu Başkanı ve Plastik Sanayicileri Federasyonu (PLASFED) Başkan Yardımcısı Şener Gençer, kümelenme proje çalışmalarını tamamlayarak Ticaret Bakanlığı’nın onayına sunduklarını belirtti. Gençer, projelerinin onaylanması hâlinde 40 plastik mamul üreticisi ile başta ara işgücünün yetiştirilmesi olmak üzere sektörde eksikliği hissedilen konularda örnek çalışmalar yapacaklarını vurguladı.
Bu kapsamda “Plastik Mühendisliği ve Ara Eleman Geliştirme Laboratuvarı (PEGEL)” ve “Yeşil Plastik Fabrikası (YPF)” başlıklı projelerini hayata geçireceklerini açıklayan Şener Gençer, onay süreci ve şirket kurulumu tamamlanana kadar sanayicilerin projeye ortak olma sürecinin devam edeceğini söyledi.
40 firma ile kümelenme
Kümelenme projesinde 40 sanayici ve 13 destekleyici (iştirakçi) kuruluş ile yola çıktıklarını ifade eden Gençer, kümelenmenin hukuken ve mali olarak bağımsız yol alacağını ve bir anayasası olacağını kaydetti. İzmir ağırlıklı olmak üzere ülkenin pek çok kentinden de katılımcının projeye dâhil olduğuna değinen Gençer, şu değerlendirmeyi yaptı: “Kümelenme çatısı altında iki adet organizasyon yapmaya çalışıyoruz. İlki, plastik ile ilgili bir eğitim yuvası oluşturmak.
Çok büyük bir sektörüz, üretim yelpazemiz ve tekniklerimiz çok geniş. Ara işgücü sıkıntımız had safhada. Bu nedenle firmalarımızın mühendislerini veya sektöre adım atmaya hazırlanan lise mezunu gençlerimizi burada eğitime tâbi tutacağız. Sanayicinin sürekli ihtiyaç duyduğu ara elemanı yetiştirmek ve geliştirmek amacı ile bu laboratuvarları da bir eğitim yuvası olarak kurgulayacağız.”
“Plastik atıklar katma değerli ürüne dönüşecek”
Projenin ikinci ayağının Yeşil Plastik Fabrikası (YPF) olacağı bilgisini veren Gençer, bu noktada temel amacın, yakma noktasına kadar kalitesi düşmüş plastik hurdaları tekrar ekonomiye kazandırmak olduğunu vurguladı.
Şener Gençer şöyle devam etti: “Plastik hurdaları kütük tabir ettiğimiz ürüne getirip, kereste, beton ya da maliyeti daha yüksek olan kıymetli malzemeler yerine kullanılan katma değerli ürünler hâline getirmek istiyoruz. Bunun pek çok örneği Avrupa ülkelerinde var.
15 civarında fabrika var ve bu fabrikalar kalitesi düşük plastik atıkları değerlendiriyor, katma değerli ürün haline getiriyor. Avrupa’da bazı kasabalarda elektrik direkleri bile bu atık plastik malzemelerden üretiliyor. Çok güzel bir proje. Düşünün Türkiye’de 10 milyon ton plastik hammaddesi ürün haline getiriliyor. Bunun dönüşü de milyonlarca tona karşılık geliyor. O yüzden bu atıkların değerlendirilmesi çok kıymetli.”
“Atıklar kaynağında ayrıştırılmalı”
Türkiye’de atıkların kaynağında ayrıştırılmasında çok büyük sorun yaşandığına da dikkat çeken Gençer, ülkenin an itibarıyla ayrıştırılmış plastik malzemeleri Avrupa’dan ithal ettiğini anımsattı.
Avrupa’nın son 5 yıldır ayrıştırılmış plastik atıkların öneminin farkına vararak, kendi atıklarını Türkiye gibi ülkelere göndermeme eğilimine girdiğinin altını çizen Gençer, “Avrupa’da yapılan bu işe, ülkemizde kamu kurumları ve belediyeler sahip çıkmıyor. Adeta hazine değerindeki atıklarımızı hâlâ çöp olarak topluyoruz. Sonra da ayrıştırmak için uğraşıyoruz.
Karışmış olan şeyi ayrıştırmak çok zor ve üstelik atıklarımız kirlenmiş oluyor. Birinci kalite dönüşmüş ürün haline getiremiyorsunuz, çok kalitesiz malzeme oluyor. Çevre Bakanlığımız depozito uygulamasını sürekli erteliyor. Bu noktada EGEPLASDER olarak yıllar önce dile getirdiğimiz önerimizi yinelemek istiyorum. Depozito uygulamasını Muğla, Antalya, İzmir gibi turizmin ve insan sirkülasyonunun çok yoğun olduğu kentlerimizde pilot olarak başlatalım” diye konuştu.
“Türkiye’ye en az 5 Petkim daha gerekli”
Türkiye’nin, plastik mamul mal üretiminde Avrupa’da 2’inci, dünyada ise 7’inci sırada olduğuna işaret eden Gençer, yerli hammadde üretiminin yüzde 8 seviyesinde kaldığını, sektörün ithalata bağımlılık oranının yüzde 92’ye yükseldiğini hatırlattı. Şener Gençer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye olarak bu sektöre çok doğru zamanda, 1960’lı yıllarda adım attık. Petkim’in Yarımca’da ve Aliağa’daki komplekslerini kurduk ama devamını getiremedik. Bugün Türkiye’ye en az beş Petkim daha gerekirken maalesef kuramadık. Bu konuda da tamamen dünyaya bağımlıyız. Sanayicimiz var ama bu konuda da geri kaldık.”
“Türkiye KOBİ’ler ile büyüyemez”
Türkiye’de yatırım, Ur-Ge ve Ar-Ge teşvikleri ile hibelere çok dikkat edilmesi gerektiğini, desteklerin bilinçli verilmesi gerektiğini sözlerine ekleyen Gençer, plastik sektörünün büyümeye ihtiyacı olduğunu ifade etti. Kümelenme çalışmalarının ve sektörün yüzde 95’ini oluşturan KOBİ’lerin bir araya gelerek büyüme sağlanabileceğini kaydeden Gençer, “Ne sektörümüz ne de ülkemiz KOBİ’lerle bir yere gidemez. Devletin vereceği destekler önemli hale geldi. Sanayimizde bir devrim yapmamız lazım” diye konuştu.